GENÇ EĞİTİMCİLER

EĞİTİM TEKNOLOJİSİ BLOGU EGTMTEK'E HOŞGELDİNİZ

31 Mart 2009 Salı

Host Dosyası ve ARP

Host Dosyası ve ARP

HOSTS DOSYASI: İnternetteki bilgisayarların isimlerinin ve IP adreslerinin bulunduğu dosyalardır. Bir bilgisayar diğer bir bilgisayarla iletişime geçmek istediğinde, bu dosyaya bakar.
Hosts dosyasının güncellemesi için aslının Amerika bulunduğu Stanford Üniversitesine belli aralıklarla bağlanılarak kopyalama yapılır.
Dosyanın Bulunduğu Yer:
Windows Vista= C:\WINDOWS\SYSTEM32\DRIVERS\ETC
Windows XP = C:\WINDOWS\SYSTEM32\DRIVERS\ETC Windows 2K = C:\WINNT\SYSTEM32\DRIVERS\ETCWin 98\ME = C:\WINDOWS

DNS: Alan adları ile IP adresleri arasında eşleştirmeler yapan dağıtılmış bir veritabanıdır.
DNS sunucusu verilen bir bilgisayar adının IP adresini çözerek bilgisayarların Internet üzerinde alan adları ile haberleşmelerine olanak tanır.

DNS Sisteminin Yararları :
  • IP adresleri yerine daha kullanışlı adların kullanılması.
  • Hiyerarşik olarak adlandırma yapılması.
  • Günümüz ağ yapısının gereksinim duyduğu çok sayıda teknolojiyi içermesi.
Sabit IP Adresi Atama

TCP/IP özelliklerini elle yapılandırılarak istediğimiz IP adresini bilgisayara verebiliriz.


Basit TCP/IP hizmetlerini yüklemek için;


Windows XP için :
  • Denetim Masası’nda Program Ekle/Kaldır’ı açınız.
  • Windows Bileşenlerini Ekle/Kaldır’ı tıklatınız.
  • Bileşenler’den Ağ Hizmetleri’ni ve sonra da Ayrıntılar’ı tıklatınız.
  • Ağ Hizmetleri’nde, Basit TCP/IP Hizmetleri’ni seçiniz ve Tamam’ı tıklatınız.
Windows Vista için:

  • Denetim masasından program ve özelliklerini açınız
  • Windows özelliklerini aç veya kapat’ı açınız
  • Basit TCP/IP Hizmetleri kısmını işaretleyip tamamı tıklayınız


Adres Çözümleme Protokolü (ARP)

ARP, TCP/IP tabanlı yazılımların kullandığı IP adreslerini LAN donanımları tarafından kullanılan ortam erişim denetim adreslerine çözümler. Yani IP -MAC Adresi eşleşmesini yapar. ARP, ARP belleği olarak bilinen haritalama tabloları ile çalışır. Tablo, bir IP adres ile bir fiziksel adres arasında haritalama yapılmasını sağlar.

Yayın sayısını en alt düzeye düşürmek için ARP, gelecekte kullanılmak üzere, IP adresinden ortam erişim denetim adresine eşleştirmelerinden oluşan bir bellek tutar. ARP belleğinde dinamik ve statik girdiler olabilir. Dinamik girdiler zaman içerisinde otomatik olarak eklenir veya silinir. Statik girdiler ise bilgisayar yeniden başlatılana kadar ARP belleğinde kalırlar.

Bir LAN’da ARP hedef IP adresini alır ve haritalama tablosundan bunun karşıladığı hedef fiziksel adresi arar. Eğer ARP adresi bulursa, bulduğu fiziksel adresi, isteği yapan cihaza yollar. Gerekli adres ARP belleğinden bulunamazsa, ARP ağa bir yayın yapar. Yayına ARP request denir. Bu yayın bir IP hedef adresi içerir. Netice olarak yayını alan cihazlardan biri ARP request’teki IP adresinin kendisine ait olduğunu sezerse, isteği yapan host’a bir ARP reply gönderir. Bu çerçeve, sorgulanan host’un fiziksel donanım adresini içerir. İsteği yapan host bu çerçeveyi alınca onu kendi ARP belleğine yerleştirir

25 Mart 2009 Çarşamba

Geleceği Söyleyen Saat


ZÜRİH - İsviçreli saat üreticileri, Hintli falcıların yardımıyla 'geleceği söyleyen saat' üretti.
Borgeaud firmasında sınırlı sayıda üretilen saatin üzerinde bulunan küçük hazne kahverengi olduğu zaman, saati takan kişi, kötü şans getiren 'karanlık astral güçlerin harekete geçtiğini' anlayacak.
Kişi, kötü şansın geçtiğini ise hazne tamamen eski rengine dönünce anlayacak.
Kadınlar için 500, erkekler içinse sadece 150 adet üretilen saatlerin bin 500 sterlinden ( 3 bin 677 TL) yüksek bir fiyata satılacağı belirtiliyor.
Saatin sinema yıldızları ve politikacılardan büyük talep görmesi bekleniyor.

SORU: Yapısalcı yaklaşım ve çoklu zeka kuramı arasındaki benzerlik ve farklılıkları maddeler halinde yazınız.

CEVAP:Yapısalcı yaklaşım : a.Bilişsel yapılandırmacılık b.Sosyo-Kültürel yapılandırmacılık

Yapısalcı yaklaşım kuramcılarına bakıldığında ;Öncelikli olarak VYGOTSKY ve PIAGET, Heidegger, Lerman, Kilpatrick, Glaserfeld, Rotry karşımıza çıkmaktadır.

Çoklu zeka kuramı :
1. Mantıksal Matematiksel Zeka
2. Sözel-Dilsel Zeka
3. Görsel Zeka
4. İçsel Zeka
5. Sosyal-Kişiler Arası Zeka
6. Müziksel-Ritmik Zeka
7. Doğa Zekası
8. Kinestetik-Bedensel Zeka

Çoklu Zeka yaklaşım kuramcılarına bakıldığında ;
Galton, Sperman, Thorndike, Alfred Binet ve Thedore Simon, Wechler, Guilford, Piaget karşımıza çıkmaktadır.

Bu kuramların alt başlıkları incelendiğinde benzerlikler olduğu dikkat çekmektedir. Örnek verecek olursak :
a-) Grup ödevleri : Sosyo-kültürel yapılandırmacılık ve görsel, sözel, sosyal-kişiler arası zeka açısından benzerlik göstermektedir.
b-) Probleme dayalı ödevler : öğrencinin bilişsel yapılandırmacılığını geliştirirken bir yandanda mantıksal-matematiksel zekaya etki etmektedir.
c-) Yine bilişsel yapılandırmacılıkla mantıksal- matematiksel, görsel,sözel, müziksel ve bedensel zekalar benzerlik göstermektedir.

*Bunların dışında her iki yaklaşımdada çevresel faktörlerin önemi büyüktür. Çevre zenginliği ve kaynaklara ulaşım ikisindede büyüktür. Çevresel faktörlerin zenginliği zekanın ve öğrenmenin gelişimine etkisi büyüktür.
*Bu kuramların farklarına bakıldığında ise yapısalcı yaklaşımın zekaya yaklaşım şekillerine , çoklu zekada ise zeka türleri araştırılmıştır.

24 Mart 2009 Salı

OKUL YÖNETİM SÜREÇLERİ VE İŞLERİ






































































































































































































































































































































EĞER

EĞER
O kadar da önemli değildir bırakıp gitmeler,
arkalarında doldurulması
mümkün olmayan boşluklar bırakılmasaydı eğer.

Dayanılması o kadar da zor değildir, büyük ayrılıklar bile,
en güzel yerde başlatılsaydı eğer.

Utanılacak bir şey değildir ağlamak,
yürekten süzülüp geliyorsa gözyaşı eğer

Yüz kızartıcı bir suç değildir hırsızlık,
çalınan birinin kalbiyse eğer.

Korkulacak bir yanı yoktur aşkların,
insan bütün derilerden soyunabilseydi eğer.

O kadar da yürek burkmazdı alışılmış bir ses,
hiçbir zaman duyulmasaydı eğer.

Daha çabuk unuturdu belki su sızdırmayan sarılmalar,
kara sevdayla sarıp sarmalanmasalardı eğer.

Belirsizliğe yelken açardı iri ela gözler zamanla,
öylesine delice bakmasalardı eğer.

Çabuk unutulurdu ıslak bir öpücüğün yakıcı tadı belki dekalp,
göğüs kafesine o kadar yüklenmeseydi eğer.

Yerini başka şeyler alabilirdi uzun gece sohbetlerinin,
son sigara yudum yudum paylaşılmasaydı eğer.

Düşlere bile kar yağmazdı hiçbir zaman,
meydan savaşlarında korkular, aşkı ağır yaralamasaydı eğer.

Su gibi akıp geçerdi hiç geçmeyecekmiş gibi duran zaman,
beklemeye değecek olan gelecekse sonunda eğer.

Rengi bile solardı düşlerdeki saçların zamanla,
tanımsız kokuları yastıklara yapışıp kalmasaydı eğer.

O büyük, o görkemli son, ölüm bile anlamını yitirirdi,yaşanılası her şey yaşanmış olsaydı eğer.
O kadar da çekilmez olmazdı yalnızlıklar,son umut ışığı da sönmemiş olsaydı eğer.

Bu kadar da ısıtmazdı belki de bahar güneşleri,
her kaybedişin ardından hayat yeniden başlamasaydı eğer.

Kahvaltıdan da önce sigaraya sarılmak şart olmazdı belki de,
dev bir özlem dalgası meydan okumasaydı eğer.

Anılarda kalırdı belki de zamanla ince bel,
namussuz çay bile ince belli bardaktan verilmeseydi eğer.

Uykusuzluklar yıkıp geçmezdi, kısacık kestirmelerin ardından,
dokunulası ipek ten bir o kadar uzakta olmasaydı eğer.

Issız bir yuva bile cennete dönüşebilirdi belki de,
sıcak bir gülüşle ısıtılsaydı eğer.

Yoksul düşmezdi yıllanmış şarap tadındaki şiirler böylesine,
kulağına okunacak biri olsaydı eğer.

İnanmak mümkün olmazdı her aşkın bağrında bir ayrılık gizlendiğine belki de,
kartvizitinde 'onca ayrılığın birinci dereceden failidir' denmeseydi eğer.

Gerçekten boynunu bükmezdi papatyalar,
ihanetinden onlar da payını almasaydı eğer.

Issızlığa teslim olmazdı sahiller,
Kendi belirsiz sahillerinde amaçsız gezintilerle avunmaya kalkmamış olsaydın eğer.

Sen gittikten sonra yalnız kalacağım.
Yalnız kalmaktan korkmuyorum da,
ya canım ellerini tutmak isterse...

Evet Sevgili,
Kim özlerdi avuç içlerinin ter kokusunu,
kim uzanmak isterdi ince parmaklarına,
mazilerinde görkemli bir yaşanmışlığa tanıklık etmiş olmasalardı eğer!!
CAN YÜCEL

EĞER

14 Mart 2009 Cumartesi

Kudüs Latin Krallığı (1099-1291)

1099'da Kudüs'ün Haçlılar tarafından ele geçirilmesinden sonra kurulan ve 1291'e kadar varlığını sürdüren devlet.
IV. Godefroi'de Bouillon tarafından kuruldu; Kudüs şehrinin yanı sıra Antakya ve Celile prenslikleri ile Trablus Kontluğunu da kapsıyordu. Feodal modele göre örgütlenmişti ve Kudüs Meclisi tarafından yönetiliyordu.
Savunmasını askeri tarikatlar (Templier Şövalyeleri, Kudüslü Saint John Hayırsever Şövalyeleri, Töton Şövalyeleri) temin ediyordu. Haçlılar arasındaki çekişmeler yüzünden gücünü yitiren krallığın Tir dışındaki bütün toprakları, Selahaddin Eyyübi tarafından ele geçirildi (1187-1188).
Özellikle Saint-Louis ile diğer Haçlıların çabalarına rağmen 1291'de Mısırlı Memlukların Akkâ ve Tir'i ele geçirmeleriyle, krallık tamamen çöktü.

IQ SEVİYESİ GENLERDE GİZLİ

İlk kez gözlemlenen beyindeki elektrik akımı, zekanın sanılandan daha büyük oranda kalıtımsal olduğunu ortaya koydu.Zeka ile genetik ararsındaki ilişki uzun süredir biliniyordu. 2001 yılında yapılan bir araştırma ile, beyindeki ‘işlemci hücreler’in yapıldığı bölüm olan ‘gri madde’nin hacminin zeka ile ilişkili ve kalıtımsal olduğu bulunmuştu. Daha sonraki araştırmalar da ‘işlemci hücreler ‘ arasındaki bağlantıyı sağlayan ‘beyaz madde’nin kalıtımsal olduğunu gösterdi.
Yapılan son araştırma ise, ‘işlemci hücreler’ arasındaki bağlantının, bir başka değişle zihinsel faaliyetlerin kalitesinin de kalıtımsal olduğunu gösterdi. Araştırmaya göre, ‘işlemci hücreleri’ örterek bu hücreleri yöneten ve çoğaltan miyelin kılıfın özellikleri de kalıtımsal ve IQ ile bağlantılı.
California Üniversitesi’ndenPaul Thompson öncülüğünde yürütülen araştırma 23 tek yumurta ikizi ve aynı sayıdaki çift yuumutrat ikizi ile gerçekleştirildi. HARDI adı verilen özel bir MR cihazı ile ikizlerin beyinsel faaliyetleri incelendi ve miyelin kılıfdaki toplam aktivitenin görülebilmesini olanaklı kılan, beyaz maddedeki su difüzyonu ölçüldü. Thompson bunu “zihinsel hızın resmi” olarak tanımlıyor.Genetik özelliklerinin tamamı aynı olan tek yumurta ikizleriyle, genlerinin yarısı aynı olan çift yumurta ikizlerinin beyin haritaları karşılaştırılan araştırma ekibi, beynin zekayla ilgili pek çok bölümündeki miyelin kılıfının kalıtsal olduğunu hesapladı.
Kalıtsal olduğu bölümler arasında, vücudun sağ ve sol bölümlerindeki sinyalleri birleştiren ‘corpus colosum’ ile beynin görsel, uzamsal ve mantık bölümlerinden sorumlu olan ‘parietal lob’ da var.